Sıkça Sorulan Sorular

Omurga ve Omurilik

Acil Durumlar İçin

Sağlığınız bizim için önemli 

“Yıllar içinde hastalarımızdan veya tanıştığımız insanlardan en çok duyduğumuz soruları ve bunların cevaplarını aşağıda listelemeye çalıştık. Yine de sorunuzun cevabını burada bulamazsanız, bize sorabilirsiniz…”
Kuyruk sokumunda ağrı varsa, gerekli radyolojik incelemeler ardından önce simitte oturma ile birlikte ilaçların kullanıldığı istirahat tedavisi, bir sonraki basamakta ise iğne ile yapılan algoloji girişimleri, ve son olarak ta bu da başarılı olmazsa ameliyat yapılabilmektedir. Ameliyatta söz konusu ağrıya neden olan kemikteki problemli alan çıkarılır.
Belde olsun sırtta olsun; düşmeye bağlı veya kemik erimesi sonucu kendiliğinden olan omurga kırığı varsa kapalı ameliyat yani kansız ameliyat yapabiliyoruz. Eğer hastayı ilk birkaç ay içinde görebilirsek, kifoplasti yaparak yani; bir iğne ile girip kırık omurganın içinde bir balon şişirerek kemiğin şeklini düzelttikten sonra içine kemik çimentosu doldurarak, hastayı hemen ameliyattan bir gün sonra korsesiz ve ağrısız olarak ayağa kaldırabiliyoruz. Bence bu gibi işlemlerde deneyimi olan bir beyin cerrahı bulmakta geç kalmayın ki; boş yere korse ile eziyete katlanmayın, ağrı çekmeyin ve en önemlisi kambur kalmayın.
Efendim doğru dürüst bir değerlendirme ardından alınan kararla ve tabii deneyimli ellerde ve donanımlı kurumlarda yapılan ameliyatlarda riski yok denebilecek düzeylere indirmek günümüzde mümkün.
Bu olay yani tıbbi adıyla “lomber stenoz” ya da dar kanalın diğer adıyla “spinal stenoz”; omurga kemiklerinin ortasındaki kanalın daralması sonucu buradan geçmekte olan omurilik veya omurilikten çıkmış sinirlerin toplu şekilde sıkışması sonucu ortaya çıkan şikayetlerdir. Hastanın belinde, bacaklarında olan ağrılardan çok; esas yakınması kısa bir mesafe boyunca yürüdüğünde bacaklarında ortaya çıkan kasılma türü ağrıların yürümesine engel olması ve sonuçta hastanın sürekli olarak belinden öne eğik şekilde yürümek zorunda kalmasıdır. Bu tablonun maalesef cerrahiden başka hiçbir tedavi yöntemi yoktur. Ancak hastaya çok düşük riskle doktorların dediği şekliyle “minimal girişimsel ameliyat” veya halk arasındaki adıyla “kapalı ameliyat, kansız ameliyat” yapılabileceği gibi; “mikrocerrahi” yani küçük bir kesiden yapılan düşük riskli cerrahi girişimler, veya eğer bunlarla çözüm bulunamayacaksa doktorların dediği şekliyle “enstrümentasyon” veya halk arasındaki adıyla “platin ameliyatı” veya “vida ameliyatı” da yapılması gerekebilir.
Omurilik içinde kist olmasının adı hidromyeli ve siringomyelidir, bunlar kimi zaman tesadüfi olarak çekilen MR görüntülerinde görülür ve sadece zaman içinde büyüyecek mi diye de takip edilir. Çünkü bu kistlerin aslında bir omurilik tümörü ile birlikte oldukları, bazen ancak zaman içinde ortaya çıkabilmektedir. Kimi zaman da özellikle kol ve omuzlarda belirgin uyuşukluk ile seyreden daha ağır yakınmalara yol açtıklarında cerrahi olarak tedavi edilmeleri gerekebilir. Bu kistlerin cerrahi tedavisi kistin açılıp, şant diye adlandırılan ince bir borucuk yardımı ile boşaltılmasından ibaret olsa da; söz konusu ameliyatlardan sonra ortaya çıkabilecek felç ve benzeri sorunları göz önüne alarak, deneyimli cerrahları tercih etmekte büyük yarar var.

Omurilik tümörü ise aslında kanser değildir. Yani omurilikteki tümör, kanserler gibi başka bir organa sıçramaz veya çok hızlı büyümez. Bunlar aslında iyi huylu tümörlerdir. Ancak küçük bir kapalı kemik kutu içindeki omuriliği sıkıştırmaları çok ağır sonuçlara yol açar. Omurilikten kollarımıza ve bacaklarına giden sinirler geçtiği için ortaya felçler çıkabilir, kişinin kol ve bacaklarındaki kaslarda sertleşme, kasılma olup hareketler kısıtlanabilir ve daha da kötüsü, hastada çişini ve büyük abdestini tutamama durumu ortaya çıkabilir. İşte bu nedenle omurilik tümörlerine tanı konduğunda hemen ameliyat edilmeleri gerekir . Bunlara ışın tedavisi veya ilaç tedavisi yani kemoterapi verme şansı da yoktur. Zaman içinde felçler ortaya çıktıktan sonra, söz konusu felç durumu ameliyatla bile geri döndürülemez.
Skolyoz yani omurga eğriliği olsun, kifoz yani kamburluk olsun; tedavinin birinci basamağı korse uygulamalarıdır. Bunlar çoğu zaman ölçü alınarak kişiye özel olarak üretilen korseler, yani ısmarlama korse olup tüm gün boyunca takılmaları; ve zaman içinde hastanın takiplerinde ortaya çıkan değişikliklere göre yenilenmesi gereken korselerdir. İkinci basamakta ise halk arasındaki tabiri ile platin ameliyatı, vida ameliyatı veya tıbbi adı ile füzyon ameliyatı veya enstrümantasyon yapılması gerekir. Burada ameliyat sırasındaki amaç kimi hastalarda omurgayı düzeltip, bu düzeltilmiş halinde sabitlemek yani dondurmak iken; kimi zaman özellikle küçük çocuklarda, hareketli enstrüman veya ayarlı rod kullanarak omurganın düzeltildiği halde büyümesine izin vermektir.

Bazı hastalarda, özellikle de yaşlılarda bu ameliyatlar; bir omurganın kısmen çıkarılmasını gerektiren karmaşık ve tehlikeli ameliyatlar halini alabilmektedir. İşte bu tip ameliyatlarda ortopedistler yanı sıra deneyimli bir beyin cerrahının da ameliyatta bulunması gerekmektedir. Şunu da önemle vurgulamak istiyorum ki, kimi zaman da skolyoz hastalarında, bu eğriliğe yol açan bir doğumsal anomali yani konjenital anomali tespit edilecek olursa; sadece bu problemin deneyimli bir pediatrik nöroşirürji hocası veya bir çocuk beyin cerrahı tarafından cerrahi olarak çözülmesi bile eğriliği düzeltmekte yeterli olmaktadır.

Bize Ulaşın!

İletişim

Herhangi bir tıbbi sorunuz için lütfen güler yüzlü personelimizle iletişime geçmekten çekinmeyin.

Sohbete Başla
Merhaba,
Size nasıl yardımcı olabiliriz